Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Tedavi, uygulama, ürün ve hizmetlerimizle ilgili sıkça sorulan soruların cevaplarını burada bulabilirsiniz.
Size en önemli olan soruların cevaplarını okuyarak, bizim hakkımızda ve yaptıklarımız hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Eğer başka sorularınız varsa, çekinmeden bize ulaşın. Size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız.
Optimal sonuçlar için gereken seans sayısı bireyden bireye farklılık gösterebilir. Ortalama olarak, kalıcı kıl azaltma için 6 ila 8 seans, her seans arasında 4 ila 6 haftalık aralıklarla önerilir.
Alexandrite Lazer genellikle açık ten rengine sahip tüm cilt tipleri için uygun olsa da, çok koyu cilt tonları için uygun olmayabilir. Uzmanlarımız başlangıç danışmanlığında cilt tipinizi değerlendirerek size en uygun tedaviyi belirleyecektir.
Alexandrite Lazer bikini bölgesi tedavisinin süresi, bireyin kıl yoğunluğu ve cilt durumuna göre değişebilir. Ortalama olarak, her seans 15 ila 30 dakika arasında sürer.
Hyalüronik asit uygulamaları genellikle güvenli ve yan etkileri az olan işlemlerdir. Ancak, her tıbbi uygulamada olduğu gibi hyalüronik asit uygulamalarında da bazı yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler genellikle hafif ve geçici olup, çoğu zaman kendiliğinden düzelir. İşlem sonrası dikkatli bir şekilde yapılması ve uygun bir uzman tarafından gerçekleştirilmesi, yan etki riskini en aza indirir.
Hyalüronik asit uygulamasının olası yan etkileri şunlar olabilir:
- Kızarıklık ve Şişlik: Uygulama bölgesinde hafif kızarıklık ve şişlik görülebilir. Bu genellikle işlem sonrası ilk birkaç saat içinde ortaya çıkar ve zamanla azalır.
- Morluklar: Bazı kişilerde uygulama bölgesinde morluklar oluşabilir. Morluklar genellikle hafif ve kendiliğinden geçici olur.
- Hassasiyet ve Ağrı: İşlem yapılan bölgede geçici olarak hafif hassasiyet ve ağrı hissedilebilir.
- Asimetri: Nadir durumlarda, uygulama bölgesinde asimetri oluşabilir. Bu genellikle düzeltilmesi mümkün olan geçici bir durumdur.
- Enfeksiyon: Hyalüronik asit uygulamalarında enfeksiyon riski çok düşüktür, ancak tüm enjektabl işlemlerde enfeksiyon riski mevcuttur.
- Allerjik Reaksiyonlar: Hyalüronik asit, genellikle alerjik reaksiyonlara neden olmaz. Ancak, nadir durumlarda alerjik reaksiyonlar oluşabilir.
Uygulama sonrası yan etkiler, genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden düzelir. Ancak, herhangi bir belirti veya yan etki ortaya çıkarsa, mutlaka doktorunuza başvurmanız önemlidir. Uygulama öncesi ve sonrasında doktorunuzun tavsiyelerine uymak, yan etki riskini azaltmaya yardımcı olacaktır. Hyalüronik asit uygulaması yaptırmadan önce, doktorunuzla tüm olası yan etkileri ve riskleri konuşmanız önemlidir.
Pasif jimnastik, bir kişinin vücuduna dışarıdan uygulanan hareketler ve manipülasyonlarla yapılan bir tür egzersizdir. Bu egzersizde, kişi kendi çabası olmadan bir egzersiz programına dahil edilir ve dışarıdan verilen hareketlerle kaslar çalıştırılır.
Pasif jimnastik genellikle fizyoterapi ve rehabilitasyon süreçlerinde kullanılır. Bir fizyoterapist, kişinin vücuduna yönlendirici ve destekleyici hareketler uygulayarak kasları çalıştırır ve esnekliği arttırmaya yardımcı olur. Bu yöntem, özellikle hastalık, yaralanma veya cerrahi müdahale sonrasında hareket kabiliyetini sınırlamış olan kişilere yardımcı olmak için kullanılabilir.
Pasif jimnastik, kişinin aktif olarak egzersiz yapma yeteneğine sahip olmadığı durumlarda veya kasları zayıf veya yaralı olduğu için egzersiz yapamayacak durumda olan kişilerde etkili olabilir. Bu şekilde yapılan hareketler, kasları gevşeterek ağrıyı azaltmaya ve kan dolaşımını arttırmaya yardımcı olabilir.
Ancak pasif jimnastik, aktif egzersizlerin yerini alamaz ve genellikle tedavi sürecinin bir parçası olarak kullanılır. Aktif egzersizler, kişinin kendi kas gücüyle hareket ettiği egzersizlerdir ve vücut için daha fazla fayda sağlar. Bu nedenle, fiziksel durum izin verdiği sürece aktif egzersizlere geçiş yapmak önemlidir.
Pasif jimnastik, uzman bir fizyoterapist veya eğitmen tarafından yönlendirilmelidir, çünkü uygun olmayan uygulamalar veya hareketler, kişiye zarar verebilir veya iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.
Micro Plus, yüz ve vücut bölgesindeki çeşitli cilt sorunlarını tedavi etmek amacıyla kullanılan bir cilt bakım ve güzellik uygulamasıdır. Ancak, bazı durumlarda Micro Plus uygulaması uygun olmayabilir ve dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Micro Plus uygulamasının yapılmaması gereken bazı durumlar şunlardır:
- Hamilelik: Hamilelik döneminde cilt bakım ve güzellik uygulamalarından kaçınılmalıdır. Hamilelikte hormon seviyeleri değiştiğinden, cilt hassasiyeti artabilir ve istenmeyen reaksiyonlar meydana gelebilir. Bu nedenle, hamilelik döneminde Micro Plus uygulamasından kaçınmak en iyisidir.
- Cilt İltihapları: Micro Plus uygulaması, ciltteki iltihaplı bölgelere uygulanmamalıdır. İltihaplı cilt bölgelerine uygulama yapmak, enfeksiyon riskini artırabilir ve cildin daha fazla tahriş olmasına neden olabilir.
- Cilt Yaraları: Micro Plus uygulaması, açık yaralı veya tahriş olmuş cilt bölgelerine yapılmamalıdır. Bu tür bölgelere uygulama yapmak, iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir ve cildin daha fazla zarar görmesine neden olabilir.
- Cilt Hastalıkları: Bazı cilt hastalıkları, Micro Plus uygulamasının yapılmamasını gerektirebilir. Özellikle kronik cilt hastalıkları olan kişiler, uzman bir doktora danışarak Micro Plus uygulamasının uygunluğunu değerlendirmelidir.
- Alerjik Reaksiyonlar: Micro Plus uygulamasında kullanılan ürünler, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Daha önce kozmetik ürünlere veya cilt bakım ürünlerine alerjisi olan kişiler, Micro Plus uygulaması öncesinde doktorlarına danışmalı ve olası riskleri değerlendirmelidir.
- Kanser Tedavisi: Kanser tedavisi gören kişilerde cilt hassasiyeti artabilir ve cilt bakım uygulamalarından kaçınılmalıdır. Kanser tedavisi gören kişiler, Micro Plus uygulaması öncesinde onkologlarına danışmalıdır.
Micro Plus uygulaması yapılacak kişiler, öncelikle uzman bir estetik doktor veya cilt bakım uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Uzman, kişinin cilt yapısını ve sağlık durumunu göz önünde bulundurarak uygulamanın uygunluğunu belirleyecektir.
Lazer epilasyon sonrasında kese yapılmaması durumunda genellikle herhangi bir ciddi sağlık sorunu oluşmaz, ancak cildinizde bazı olumsuz etkiler yaşayabilirsiniz. Lazer epilasyon işlemi, ciltte ışık enerjisi kullanarak kıl köklerini tahrip ederken cildinizi de hafifçe etkileyebilir. Bu nedenle, lazer sonrasında cildinizi korumak ve iyileşmeye destek olmak için kese yapmaktan kaçınmak önemlidir.
Lazer epilasyon sonrasında kese yapmamanız gereken nedenler şunlardır:
- Cilt Hassasiyeti: Lazer epilasyon işlemi, cildinizde hafif bir hassasiyete neden olabilir. Bu nedenle, kese gibi cildi daha fazla tahriş edebilecek işlemlerden kaçınmak önemlidir.
- Ciltte Kuruluk: Lazer epilasyon sonrasında cildinizde hafif bir kuruluk ve pullanma oluşabilir. Kese yapmak, cildinizi daha fazla kurutabilir ve tahrişe neden olabilir.
- Renk Değişikliği: Lazer epilasyon sonrasında cildinizde geçici olarak renk değişiklikleri meydana gelebilir. Kese yapmak, cildinizi daha fazla stres altına sokarak bu renk değişikliklerini artırabilir.
- İyileşme Süreci: Lazer epilasyon sonrasında cildinizin iyileşme sürecine ihtiyacı vardır. Kese yapmak, cildin iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir ve daha uzun süreli tahrişlere neden olabilir.
Lazer epilasyon sonrasında cildinizi rahatlatmak ve iyileşme sürecini desteklemek için nemlendirici ve yatıştırıcı cilt bakım ürünleri kullanabilirsiniz. Ayrıca, güneşten korunmak ve cildinizi güneşten koruyucu ürünlerle kaplamak da önemlidir.
Herhangi bir cilt bakım işlemi yapmadan önce, lazer epilasyon sonrasında cildinize danışmanız ve uzman tavsiyesi almanız önemlidir. Böylece cildinizin ihtiyaçlarına uygun bir bakım yapabilir ve en iyi sonuçları elde edebilirsiniz.
İğneli epilasyon sonrasında denize girme konusunda dikkatli olmak gerekmektedir. Genellikle iğneli epilasyon işlemi sonrasında ciltte kızarıklık, hassasiyet ve hafif kabuklanmalar oluşabilir. Bu nedenle, denize girmek cildinizi tahriş edebilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
Eğer iğneli epilasyon işlemi sonrasında cildinizde herhangi bir tahriş veya enfeksiyon belirtisi yoksa ve uzmanınız denize girmenize izin veriyorsa, denize girmeden önce dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar vardır:
- İlk 24 Saat: İğneli epilasyon işleminden sonra ilk 24 saat içinde denize girmemeniz önerilir. Bu süre zarfında cildinizin işlem sonrası tepki vermesine izin vermelisiniz.
- Hijyen: Denize girmeden önce cildinizi temizlemeli ve hijyenik bir şekilde denize girmelisiniz. Deniz suyunun içindeki tuz ve bakteriler, cildinizi daha hassas hale getirebilir.
- Güneş Koruması: İğneli epilasyon sonrasında cildiniz hassaslaşabilir. Deniz suyu ve güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş koruyucu krem kullanmanız önemlidir.
- Tahrişten Kaçının: Deniz suyunda bulunan tuz ve kimyasallar, cildinizi tahriş edebilir. Bu nedenle, iğneli epilasyon sonrasında denize girmek yerine, bir süre daha cildinizi dinlendirmeyi tercih edebilirsiniz.
En güvenli ve sağlıklı seçenek için iğneli epilasyon sonrasında uzmanınızla iletişime geçerek denize girme konusunda onay almanız önerilir. Uzmanınız, cildinizin durumuna göre size en uygun tavsiyeyi verecektir.
Mezoterapi ve mikroblading işlemleri kişiye özel olarak planlanır ve cilt tipine, ihtiyaçlara ve hedeflere göre değişebilir. Genellikle mezoterapi işlemi 2-4 haftada bir, mikroblading ise 1-2 yılda bir yenilenmelidir. Estetik uzmanlarımız, müşterilerimize en uygun tedavi sıklığını belirlemek için detaylı bir değerlendirme yaparlar.
Medilas Estetik ve Güzellik Merkezi’nde kullanılan lazer epilasyon teknolojisi, minimum ağrı ve rahatsızlıkla maksimum etki sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Lazer epilasyon işlemi sırasında hafif bir batma hissi veya ısınma hissi olabilir, ancak genellikle işlem sonrasında kişiler günlük aktivitelerine hemen dönebilirler.
Medilas Estetik ve Güzellik Merkezi’nde uygulanan botoks ve dolgu işlemleri, FDA onaylı ürünler kullanılarak gerçekleştirilir ve deneyimli uzmanlarımız tarafından yapılır. Bu işlemler güvenli ve etkili sonuçlar elde etmek için tercih edilen yöntemler arasındadır.
Medilas Estetik ve Güzellik Merkezi’nde çalışan estetisyenler, alanında uzmanlaşmış, lisanslı ve deneyimli profesyonellerdir. Estetisyenlerimiz, güzellik ve cilt bakımı konusunda kapsamlı eğitim almış olup, son trendleri takip ederek müşterilere en iyi hizmeti sunarlar.
Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi ile iletişime geçmek için telefon numarası (0242) 513 3330 veya WhatsApp numarası 905325813392 üzerinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca, medilase.net adresinden de tüm tedaviler ve uygulamalar hakkında bilgi alabilirsiniz.
Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi’nde cilt bakımı uygulamaları arasında mikrodermabrazyon, kimyasal peeling ve mezoterapi gibi yöntemler bulunmaktadır.
Evet, Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi’nde lazer epilasyon gibi güzellik uygulamaları da yapılmaktadır. Kalıcı ve etkili sonuçlar sunan lazer epilasyon ile istenmeyen tüylerden kurtulabilirsiniz.
Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi, son teknoloji cihazlar ve ekipmanlar kullanarak üstün hizmet sunmaktadır. Uzman kadrosu ve modern alt yapısı sayesinde müşterilere en kaliteli ve güvenilir hizmeti sağlamaktadır.
Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi Alanya, Antalya bölgesinde hizmet vermektedir. Estetik ve güzellik alanında birçok farklı uygulama ve tedavi seçeneği sunmaktadır.
Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi’nin iletişim numarası (0242) 513 3330’dır. Ayrıca, WhatsApp üzerinden de 905325813392 numarasından iletişime geçebilirsiniz.
Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi, Alanya, Antalya bölgesinde Atatürk Caddesi Anıt İş Merkezi Kat:2 adresinde bulunmaktadır.
Medilase Estetik ve Güzellik Merkezi Pazartesi’den Cuma’ya kadar 08:00 – 19:00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Cumartesi günleri ise 09:00 – 17:00 saatleri arasında açıktır. Pazar günleri kapalıdır.
Yüz uygulamaları genellikle güvenli ve etkili olarak kabul edilir. Ancak, uygun olmayan ellerde yapıldığında veya kişinin tıbbi geçmişi dikkate alınmadığında riskler artabilir. Olası riskler arasında enfeksiyon, şişme, morarma ve alerjik reaksiyonlar yer alabilir. Bu nedenle, uzman bir estetik cerrah tarafından yapılması önemlidir.
Yüz uygulamaları genellikle lokal anestezi veya uyuşturucu kremler kullanılarak yapılır, bu nedenle ağrı minimal düzeydedir. Uygulama sonrasında hafif bir rahatsızlık hissedilebilir ancak genellikle dayanılabilir düzeydedir.
Yüz uygulamalarının etkisi kişinin yaşına, cilt tipine ve uygulama yapılan bölgeye göre değişebilir. Genellikle botoks etkisi 3-6 ay arasında sürerken, dolgu etkisi 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilir.
Evet, botoks ve dolgu farklı kozmetik uygulamalardır. Botoks, kasları geçici olarak gevşeterek kırışıklıkları azaltırken, dolgu ise cildin altına enjekte edilerek hacim ve dolgunluk sağlar.
Yüz uygulamaları, yaşlanma belirtileriyle mücadele etmek, ciltteki kusurları düzeltmek veya yüz hatlarını belirginleştirmek isteyen kişiler için uygundur. Ancak hamileler, emzirenler ve cilt enfeksiyonları olanlar için uygun olmayabilir.
Vücut şekillendirme uygulamalarının etkisi, kişinin yaşam tarzına, beslenme alışkanlıklarına ve fiziksel aktivite düzeyine bağlı olarak değişebilir. Doğru bakım ve yaşam tarzı değişiklikleri ile sonuçlar uzun süreli olabilir. Ancak, vücut şekillendirme uygulamaları kesin bir kilo verme yöntemi değildir ve kilo alımı sonrasında sonuçlar etkilenebilir.
Vücut şekillendirme uygulamaları genellikle lokal anestezi veya hafif sedasyon altında yapılır, bu nedenle ağrı veya rahatsızlık minimal düzeydedir. Uygulama sonrasında hafif bir rahatsızlık hissedilebilir ancak genellikle dayanılabilir düzeydedir.
Vücut şekillendirme uygulamalarının etkisi uygulanan yönteme ve kişinin vücut yapısına göre değişir. Genellikle ilk sonuçlar birkaç hafta içinde fark edilebilir ve sonuçlar zamanla daha da belirginleşir.
Vücut şekillendirme uygulamaları, kilo verme yöntemi olmayıp sadece vücut hatlarını düzeltmeye yardımcıdır. Bu nedenle, sağlıklı bir kiloya sahip ancak belirli bölgelerdeki yağlardan kurtulmak isteyen kişiler en uygun adaylardır.
Vücut şekillendirme, vücuttaki istenmeyen yağları azaltmak ve daha estetik bir görünüm elde etmek amacıyla yapılan çeşitli medikal estetik uygulamalardır. Liposuction, lazer lipoliz, radyofrekans gibi yöntemler vücut şekillendirme için kullanılabilir.
Lazer epilasyon uygulaması sırasında hafif bir yanma veya iğnelenme hissi olabilir, ancak çoğu kişi için bu acı tolerans edilebilir düzeydedir. Teknolojik olarak gelişmiş lazer cihazları, cildi soğutma özelliğiyle birlikte çalışarak rahat bir deneyim sunar.
PRP (Platelet-Rich Plasma) tedavisi, kişinin kendi kanından elde edilen zengin plazma ile yapılan bir tedavi yöntemidir. Kan alındıktan sonra plazma ayrıştırılır ve vücudun onarım sürecini hızlandıran büyüme faktörleri içerir. PRP tedavisi cilt gençleştirme, saç dökülmesi ve yara iyileşmesi gibi alanlarda etkili sonuçlar sağlar.
Botoks, kasların geçici olarak gevşemesini sağlayan bir protein olan botulinum toksini ile yapılan bir enjeksiyon tedavisidir. Kasların hareketini kısıtlayarak kırışıklıkların ve çizgilerin görünümünü azaltır. Etkisi genellikle 3 ila 6 ay arasında sürer.
Dolgu uygulaması, kullanılan dolgu malzemesine ve uygulanan bölgeye bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle 6 ila 18 ay arasında etkili kalabilir. Dolgu maddesi zamanla vücut tarafından emilir ve etkisi azalır, bu nedenle düzenli olarak tekrarlanması önerilir.
Radyofrekans, cildin alt tabakalarını ısıtarak kollajen üretimini artıran bir teknolojik uygulamadır. Bu sayede cilt sıkılaşır, kırışıklıklar ve sarkmalar azalır. Radyofrekans aynı zamanda akne izleri ve cilt lekeleri gibi cilt sorunlarının tedavisinde de etkili olabilir.
Vücut bakımı için vücut losyonu, vücut yağı veya vücut kremi gibi ürünler tercih edebilirsiniz. Bu ürünler cildinizi nemlendirir, besler ve daha pürüzsüz bir görünüm kazanmanıza yardımcı olur. Ayrıca, duş jelleri ve vücut temizleyicileri de vücut bakım rutininizin önemli bir parçasıdır, çünkü cildinizi temizlerken nemlendirmeye de yardımcı olurlar.
Evet, güneş koruyucu kullanmak güzellik ve bakım rutininizin önemli bir parçasıdır. Güneşin zararlı UV ışınları cildinize zarar verebilir, erken yaşlanmaya ve cilt lekelerine neden olabilir. Bu nedenle, günlük olarak yüzünüze ve vücudunuza uygun bir güneş koruyucu sürerek cildinizi koruyabilir ve sağlıklı bir görünüm elde edebilirsiniz.
El bakımı için nemlendirici ve besleyici el kremleri tercih etmelisiniz. Ellerimiz günlük olarak çeşitli faktörlere maruz kalır ve kuruma eğilimindedir. Bu nedenle, düzenli olarak el kremleri kullanarak ellerinizi nemlendirmek ve korumak önemlidir.
Saç bakımı için kullanacağınız ürünler saç tipinize ve ihtiyaçlarınıza göre değişebilir. Şampuan, saç kremi, saç maskesi gibi ürünler saçlarınızı temizler, nemlendirir ve besler. Ayrıca, saç şekillendirici ürünler ve saç bakım yağları da saçlarınızı koruyarak daha sağlıklı ve parlak görünmelerini sağlar.
Temizleyici, cildinizi günlük kir, yağ ve makyaj kalıntılarından arındırmanın önemli bir adımıdır. Temizleyici kullanmak, cildinizin nefes almasını sağlar, gözeneklerin tıkanmasını önler ve ciltteki fazla yağı ve bakterileri temizler. Bu sayede daha temiz, daha parlak ve daha sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz.
Estetik cerrahi işlemleri genellikle güvenli ve başarılı bir şekilde yapılır. Ancak, her cerrahi işlemde olduğu gibi estetik cerrahi de bazı riskler içerir. Enfeksiyon, kanama, anesteziye bağlı komplikasyonlar gibi riskler mevcuttur. Bu nedenle, ameliyat öncesinde doktorunuzla riskleri ve beklentileri detaylı olarak konuşmanız önemlidir. Ayrıca, deneyimli ve uzman bir estetik cerrah seçmek de riskleri minimize etmek için önemlidir.
Estetik cerrahi işlemlerinin kalıcılığı prosedüre ve kişisel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bazı prosedürler yaşlanmayı durdurmasa da uzun yıllar boyunca etkisini koruyabilir. Örneğin, yüz germe işlemi genellikle 10 yıla kadar etkili olabilir. Ancak, yaşlanma süreci devam ederken, tekrarlayan işlemler gerekebilir.
Genellikle estetik cerrahi işlemleri için yaş sınırı bulunmaz, ancak bazı prosedürler için ergenlik döneminden sonra veya belirli bir yaşın üzerinde olmak önerilebilir. Ameliyat öncesinde doktorunuzla detaylı bir değerlendirme yaparak en uygun prosedürü belirlemeniz önemlidir.
Estetik cerrahi işlemleri genellikle lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilir, bu nedenle ameliyat sırasında ağrı hissedilmez. Ameliyat sonrasında hafif ağrı veya rahatsızlık yaşanabilir, ancak cerrah tarafından reçete edilen ağrı kesicilerle bu rahatsızlık kolayca kontrol altına alınabilir.
Estetik cerrahi, vücutta estetik görünümü iyileştirmek için yapılan cerrahi işlemleri kapsayan bir tıp dalıdır. Bu işlemler, burun estetiği, meme büyütme veya küçültme, liposuction, yüz germe gibi çeşitli prosedürleri içerir.
Selülit, cilt altı yağ tabakasının lifler arasında sıkışması ve cilt yüzeyinde “portakal kabuğu” görünümü oluşturan bir durumdur. Selülitin kendisi genellikle ağrılı bir durum değildir, ancak bazı kişilerde selülitli bölgelerde hafif bir hassasiyet veya rahatsızlık hissi olabilir. Bu hassasiyet, selülitli bölgelerin dokusu ve cildin altında yer alan yağ tabakalarının sıkışması nedeniyle oluşabilir.
Selülitin ağrılı olmamasının yanı sıra, selülit tedavisi de genellikle ağrısızdır. Selülit tedavisinde kullanılan yöntemler arasında masaj, kavitasyon, radyofrekans, lazer ve vakum terapisi gibi non-invaziv (cerrahi olmayan) yöntemler bulunur. Bu tedavi yöntemleri genellikle ağrısız ve rahatlatıcıdır.
Ancak, bazı selülit tedavi yöntemleri veya prosedürleri bireyden bireye farklılık gösterebilir ve kişinin ağrı eşiğiyle ilgili olabilir. Bu nedenle, selülit tedavisi planlanırken uzman tarafından kişinin ihtiyaçları ve rahatsızlık seviyesi göz önünde bulundurulur.
Selülitin oluşumunu önlemek veya azaltmak için düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli su tüketimi ve cilt bakımı gibi yaşam tarzı değişiklikleri yapmak da önemlidir. Bu tür önlemler, selülit oluşumunu engellemeye veya mevcut selülitin görünümünü azaltmaya yardımcı olabilir.
Kılın Evreleri:
- Anajen (Büyüme) Evresi: Kılın büyüme evresidir. Kıl kökü hızla büyür ve saç folikülünde aktif olarak hücre bölünmesi ve büyüme süreci devam eder. Bu evre boyunca kıl hücresi oluşumu en hızlı şekilde gerçekleşir.
- Katagen (Geçiş) Evresi: Büyüme evresinin sona erdiği ve geçiş evresinin başladığı dönemdir. Kıl kökü büyümeyi durdurur ve saç folikülündeki hücre bölünmesi yavaşlar. Kıl, saç kökünden ayrılmadan önce deride biraz daha yukarıya çıkar.
- Telogen (Dinlenme) Evresi: Bu evre, kılın dinlenme sürecidir. Kıl, saç kökünden tamamen ayrılır ve deri yüzeyine yakın bir noktada kalır. Dinlenme evresi boyunca kıl, dökülmeye hazırlık yapar.
- Ekzojen (Dökülme) Evresi: Dinlenme evresinin sona erdiği ve kılın döküldüğü evredir. Yeni bir kıl, eski kılın yerine gelmeye başlar ve dökülen kıl folikülünden çıkar.
Bu evreler, vücudumuzdaki kılların ve saçların sürekli olarak büyüme ve dökülme döngüsünü takip eden doğal bir süreçtir. Kılların her zaman aynı evrede olması mümkün değildir, bu nedenle her bölgedeki kıllar farklı evrelerde olabilir. Bu evreler, kılların büyüme hızı ve dökülme süresi gibi faktörler üzerinde etkili olabilir.
En kolay çıkan dövmeler siyah ve koyu mavi gibi koyu renkli olanlardır. Seans sayısı dövmede kullanılan boyanın türü, rengine ve uygulama derinliğine bağlıdır. Tedavi uygulamanız doktorlarımız tarafından yapılır
- Daha az acı ve daha az yaralanma
Kişi işlem sonrasında tedavi alanına buz kompleksi yapmalıdır. Doktorun önerdiği ürünler düzenli olarak kullanılmalıdır. Yaklaşık 2 gün buhar, sauna gibi ısılı ortamlardan uzak durulmalıdır. Deride kabuklanma olması durumunda düzelinceye kadar deniz, havuz gibi aktivitelerden uzak durulması gerekmektedir.
İşlem lazer teknolojisiyle gerçekleşir. Lazer doku altındaki renk pigmentlerini hedef alır dolayısıyla kişinin uygulama öncesi güneş görmemiş olması gerekmektedir. Yaz dönemleri bu işlem için uygun değildir. Eylül ayı sonrası uygulama için daha doğru bir dönemdir.
İşlem yaklaşık 30-45 dk sürmektedir. Uygulama öncesi tedavi bölgesine local anestezi yapılacağı için tolere edilemeyecek bir acı hissedilmez.
Ameliyatsız estetik işlemlerinin etkisi işlemin türüne, uygulama alanına ve kişinin cilt yapısına bağlı olarak değişir. Genellikle işlemlerin etkisi birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Bazı işlemler düzenli olarak tekrarlanması gerekebilir.
Ameliyatsız estetik işlemlerinin süresi işlemin türüne ve uygulama alanına bağlı olarak değişir. Bazı işlemler birkaç dakika içinde tamamlanırken, bazıları birkaç saat sürebilir. Genellikle işlem süresi kısa ve hızlıdır.
Ameliyatsız estetik işlemleri arasında botoks, dolgu uygulamaları, cilt gençleştirme lazerleri, mezoterapi, PRP (platelet zengin plazma) tedavisi, radyofrekans, kimyasal peeling ve dermapen gibi yöntemler bulunur.
Ameliyatsız estetik işlemleri, ciltteki kırışıklıkları azaltabilir, dolgunluk ve hacim kazandırabilir, cilt tonunu düzeltebilir ve genel olarak gençleştirici bir etki sağlayabilir. Bunlar, yüz, boyun, eller ve vücudun farklı bölgelerinde uygulanabilir.
Ameliyatsız estetik, cerrahi müdahale gerektirmeyen, enjeksiyonlar, lazer tedavileri ve cilt bakımı gibi işlemlerle yapılan estetik uygulamaları ifade eder. Bu yöntemler, kişinin görünümünü iyileştirmeyi hedefler.
Cilt gençleştirme işlemlerinin etkisi işlemin türüne ve kişinin cilt yapısına bağlı olarak değişir. Bazı işlemler sonuçları hemen gösterirken, bazıları birkaç hafta veya ay sürebilir. Genellikle işlemlerin etkisi belirli bir süre devam eder ve tekrarlanması gerekebilir.
Cilt gençleştirme işlemlerinin süresi işlemin türüne ve uygulama alanına bağlı olarak değişir. Bazı işlemler sadece birkaç dakika sürerken, bazıları daha uzun sürebilir. Genellikle işlem süresi 15 dakikadan birkaç saat kadar değişebilir.
Cilt gençleştirme yöntemleri, cildin altında veya üstünde belirli etkiler oluşturarak cildin yenilenmesini, kolajen üretimini arttırmasını ve yaşlanma belirtilerini azaltmasını sağlar. Örneğin, lazer tedavileri cildin alt tabakalarını hedef alırken, kimyasal peeling cildin üst tabakalarını soyarak yenilenmesini sağlar.
Cilt gençleştirme çeşitli yöntemlerle yapılabilir, bunlar arasında lazer tedavileri, radyofrekans, mikro iğneleme, kimyasal peeling, botoks, dolgu uygulamaları ve cilt bakımı gibi yöntemler bulunur.
Cilt gençleştirme, cildin yaşlanma belirtilerini azaltmayı ve daha genç, taze ve sağlıklı bir görünüm elde etmeyi amaçlayan çeşitli estetik işlemleri kapsayan bir kavramdır.
Dolgu uygulaması için bir doktora gitmek istediğinizde, uzman bir plastik cerrah veya dermatologdan randevu almanız önemlidir. Doktorunuz sizin cilt yapınızı değerlendirecek ve size en uygun dolgu uygulamasını önerecektir.
Dolgu uygulaması hacim kaybı, kırışıklıklar, çizgiler, dudak veya yanak dolgunlaştırma gibi estetik amaçlarla tercih edilir. Ayrıca yara izleri veya akne izlerini düzeltmek için de kullanılabilir.
Dolgu uygulaması genellikle 18 yaşından itibaren yapılabilir. Ancak bazı durumlarda doktorunuzun tavsiyelerine göre yaş sınırı değişebilir.
Hayır, dolgu uygulaması geçici bir çözümdür. Dolgu maddesinin etkisi zamanla azalır ve tekrar uygulama yapılması gerekebilir.
Doğal bir görünüm elde etmek için dolgu uygulamasını gerçekleştirecek olan uzmana dikkat etmek önemlidir. Uygulama doğru bir şekilde yapıldığında, ciltteki hacim kaybını dengelerken doğal bir görünüm sağlanır.
Dolgu uygulaması sonrası doktorunuzun tavsiyelerine uymak önemlidir. İşlem sonrası bölgeye soğuk kompres uygulayabilir ve enjeksiyon bölgesini koruyucu krem veya losyonlarla nemlendirebilirsiniz. Ayrıca aşırı sıcak, güneş ve güzellik tedavilerinden uzak durmak da önemlidir.
Dolgu uygulaması genellikle tek seansta tamamlanır. Ancak bazı durumlarda istenen sonuca ulaşmak için birden fazla seans gerekebilir. Bu, kişinin cilt durumuna ve beklentilerine bağlı olarak değişir.
Dolgu uygulamasının fiyatı dolgu maddesi türüne, uygulanacak bölgelere ve uygulama yapacak olan kliniğe bağlı olarak değişir. Genellikle bölgelere göre fiyatlandırma yapılır.
Dolgu uygulaması hamilelik, emzirme dönemi, cilt enfeksiyonları, kanama bozuklukları veya dolgu maddesine karşı alerjisi olan kişilere önerilmez. Ayrıca belirli ilaçları kullanan kişilerde de dikkatli olunmalı ve doktora danışılmalıdır.
Dolgu uygulaması sırasında hafif bir rahatsızlık hissi veya iğne batması hissedilebilir. Ancak genellikle işlem öncesinde bölgeye uygulanan lokal anestezi ile acı hissi azaltılabilir.
Dolgu uygulamasının yan etkileri genellikle hafif ve geçicidir. Enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, şişlik, hafif ağrı, morarma veya hassasiyet gibi yan etkiler görülebilir. Nadir durumlarda enfeksiyon veya alerjik reaksiyonlar da oluşabilir.
Dolgu uygulamasının etkisi dolgu maddesine ve kişinin cilt yapısına bağlı olarak değişir. Genellikle etkisi 6 ila 12 ay arasında devam eder. Ardından tekrar uygulama yapılabilir.
Dolgu uygulaması, cilt üzerinde belirlenen bölgelere enjeksiyon yoluyla yapılır. Uygulama öncesi bölgeye lokal anestezi uygulanabilir ve daha sonra özel bir dolgu maddesi enjekte edilir. Uygulama genellikle 15-30 dakika sürer.
Dolgu uygulamaları genellikle dudaklar, elmacık kemikleri, çene, yanaklar, burun, göz altı ve alın gibi bölgelere yapılabilir. Bu bölgelerdeki hacim kaybını düzeltmek ve gençlik hissi sağlamak için kullanılır.
Dolgu uygulamaları, cilt altına enjekte edilen özel bir dolgu maddesi kullanarak ciltte hacim kaybını ve kırışıklıkları düzeltmeyi amaçlayan estetik işlemlerdir.
Evet, botoks uygulamasının etkisi belirli bir süre sonra azalır ve tekrarlanması gerekebilir. Genellikle 3-6 ay arasında bir süreçte tekrar uygulama yapılabilir.
Botoks uygulaması yüzdeki kırışıklıkları azaltır, cildin daha pürüzsüz ve genç görünmesini sağlar. Ancak gençleşme etkisi kişinin yaşına ve cilt durumuna bağlı olarak değişebilir.
Botoks uygulamasının etkisi genellikle 3-7 gün içinde görülmeye başlar. Tam etkisi ise 2 hafta içinde ortaya çıkar.
Evet, botoks uygulaması doğru bir şekilde yapıldığında doğal bir görünüm sağlar. Uygulamayı gerçekleştiren uzman, yüzünüzün doğal mimiklerini koruyarak istenmeyen kırışıklıkları azaltır.
Botoks uygulaması uzman ellerde ve doğru dozda yapıldığında genellikle güvenlidir. Ancak herkesin farklı bir sağlık geçmişi ve durumu olduğu için mutlaka bir uzmana danışmanız önemlidir.
Hayır, botoks uygulaması geçici bir çözümdür. Etkisi belirli bir süre sonra azalır ve tekrarlanması gerekebilir.
Botoks uygulaması genellikle 18 yaşından sonra tercih edilir. Ancak her durum farklıdır, bu nedenle doktorunuza danışarak en uygun yaş aralığını belirlemeniz önemlidir.
Botoks hamilelik, emzirme dönemi, kas hastalıkları, kanama bozuklukları veya botoksa karşı alerjisi olan kişilere önerilmez. Ayrıca belirli ilaçlarla etkileşime girebileceği için doktorunuza danışmanız önemlidir.
Botoks uygulamasının yan etkileri genellikle geçici ve hafif olabilir. En yaygın yan etkiler arasında enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, şişlik, hafif ağrı veya morluklar yer alabilir.
Botoks uygulamasının etkisi genellikle 3-7 gün içinde belirginleşir. Tam etkisi ise 2 hafta içinde ortaya çıkar.
Botoks en sık olarak alın, kaşlar arası çizgiler, göz çevresi kırışıklıkları ve boyun bölgesindeki çizgilere uygulanır. Ayrıca aşırı terleme, migren gibi sağlık sorunlarının tedavisinde de kullanılır.
Botoks uygulamasının etkisi genellikle 3-6 ay arasında sürer. Bu süre kişinin metabolizmasına, yaşına ve uygulama bölgesine bağlı olarak değişebilir.
Botoks uygulaması genellikle 10-15 dakika sürer. İşlem sonrası hemen günlük aktivitelere dönebilirsiniz.
Botoks uygulaması genellikle acısız bir işlemdir. Uygulama öncesi cilt üzerine lokal anestezi kremi uygulanabilir ve iğne ile yapılan enjeksiyonlar minimal bir rahatsızlık hissiyle gerçekleşir.
Botoks uygulaması sonrası kısa süreli bir kızarıklık ve enjeksiyon bölgelerinde kabarıklık olabilir. Bunlar kısa sürede (24-48 saatte) düzelir. Bazen geçici olan şişlik ve morarma görülebilir.
Sinir-kas sistemine ait hastalığı olan kişilerde (Eaton-Lambert sendromu, myasteniagravis gibi), hamilelere ve emzirenlere botoks uygulanmamalıdır.
Botoks, tekniği bilen ve deneyimli bir doktor tarafından uygulandığında, hastalara beklentilerini sağlayacak bir etkiye sahiptir.
5-6 kez düzenli olarak botoks uygulanan kişiler uygulamaya aynı düzende devam ettiklerinde kırışıklıkları yaratan mimik kaslarda belirgin bir zayıflama geliştiği için zaman içinde etki süresi uzar ve daha uzun aralıklarla yapılmaya başlanır.
Yüzdeki kırışıklıklara ilk uygulandığında etkisi ortalama 4.5-6 ay sürer. Tekrarlayan uygulamalarla bu süre zaman içinde 8-10 aya kadar uzar. Koltukaltına ilk uygulandığında terlemeyi ortalama 10-12 ay kadar düzene sokar. Tekrarlayan uygulamalarla bu süre 16-18 aya kadar uzar.
Hayır, mümkün değildir. Çünkü kıl köklerinin hepsi aynı büyüme devresinde değildir. Uygulama esnasında olgun fazda (anogen) olan kıl kökleri etkilenir. Dinlenme (katogen) ve gerileme (telogen) fazındaki kıl kökleri etkilenmez. Bunlar için diğer seansların uygulanması gerekir. Kılların renklerinde ve büyüme devrelerinde olan farklılıklardan dolayı seans sayısı kişiye göre hatta aynı kişinin farklı bölgelerine göre değişir.
Hayır. Yüze yapılan dolgu uygulamaları botoks zannedilmektedir. Botoks bir dolgu maddesi değildir. Yüzü şişirmez.
Hayır. Sanıldığının aksine botoks yaptırıldığı zaman donuk, ifadesiz bir surat olması gerekmez. Uygulanan doz ve bölge seçimi ile bunu sağlamak, doğal bir görünüm vermek mümkündür.
Hayır, bu mümkün değildir. Botoks doktor tarafından kas içerisine enjeksiyonla yapılır. Kremler ise cilde uygulanır, yüzeysel etkilidir. Etki mekanizmaları farklıdır. Botoksdinamik kırışıklıkları etkin bir şekilde giderirken, kremler sadece yüzeysel ince çizgilerde etkilidir. Kremler, cildi besleme, nemlendirme ve kollajen oluşumunu hızlandırma işlevlerini yerine getirir. Yüzeysel etkili olup, kırışıklık görünümünü hafifletmektedir. Botoks ise kırışıklığa yol açan kasları gevşeterek, belirli bir süre için ciltte kırışma meydana gelmesini engeller.
Kaş arası kırışıklıkların tedavisinde ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilk saflaştırılmış nörotoksin kompleksibotokstur. Botoksun bu endikasyonda kullanımı, AB ülkelerindeki yetkili kurumların yanı sıra ABD’de FDA tarafından da onaylanmıştır.
Hayır. Botoks bir ilaçtır. Özel bir bakteriden üretilmiş doğal, saflaştırılmış protein esaslı bir ilaçtır.